Ana Sayfa Arşiv BÖYLE EĞİTİM OLMAZ OLSUN, BU ÇOCUKLARIN SUÇU NE ?

BÖYLE EĞİTİM OLMAZ OLSUN, BU ÇOCUKLARIN SUÇU NE ?

26
0

2008-2009 yeni eğitim yılının başlamasıyla birlikte azınlığın yıllardan beri kanayan yarası olan eğitim yine sorunlu bir şekilde başladı. Resmi elbiseli Polis şefi ve sivil elbiseli polisler kapı önü ve okulun bahçesinde dolandılar. Çocukların korktuğu gözlerden kaçmadı. DANIŞMA KURULU’NUN ÜYELERİNİN YARISI SORUMSUZCA DAVRANARAK KATILMADI. İskeçe merkez Türk Azınlık İlkokulu’nda yine birileri sorun yaratmak için kolları sıvadı ve okula yeni başlayan yavrularımızın ömür boyu unutamayacakları bir okul başlangıcı hatırası yaşattılar çocuklarımıza. Bunun neticesinde Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu bir ani karar aldı ve olayı protesto etmek amacıyla İskeçe’de bulunan Merkez Türk İlkokulu önünde bir sessiz protesto bekleyişi başlattı. Bu protestoya Danışma Kurulu’nun üyelerinin yarısı sorumsuzca davranarak katılmadı. MİLLETVEKİLLERİ DE TOPLANTIYI TERKETTİLER. Atina acilen İskeçe’ye Kültürler Arası Eğitim Sekreteri Aggelos Sirigos’u gönderdi. Sirigos katıldığı toplantıda azınlık Vali Yardımcıları ve Pasok Partisi’nin Süper Vali adayı Gülbeyaz Karahasan ile görüşmek istemediğini söylemesi üzerine azınlık Milletvekilleri de toplantıyı terkettiler. Böylece Yunan Devleti’nin azınlık üzerinde ne yapmak istediği bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Gümülcine’den her mücadelede olduğu gibi başta Müftü İbrahim Şerif, Danışma Kurulu asbaşkanı eski milletvekili İlhan Ahmet, Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği başkanı Sadık Sadık, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği başkanı Sami Toraman ve yönetim Kurulu’ndaki arkadaşları, emekli öğretmenlerden bazıları bu sessiz eylemde hazır bulndular. İskeçe kanadından ise Danışma Kurulu başkanı Pasok Partisi iskeçe milletvekili Çetin Mandacı, Müftü Ahmet Mete, İ.T.B. başkanı Ozan Ahmetoğlu, Eğitim şirketi asbaşkanı Cemil kabza, Vali yardımcıları hazır bulundular. Haziran ayında okula kayıt olan çocuklar okul zili çaldığında okul yetkilileri kendilerini kapıdan içeriye almadılar. Gerekçe olarak, sınıfların kalabalık olması ve neticede bu okuldan çocukların İskeçe içinde diğer okullara kaydedilmesini sağlamak olduğu belirtildi. UTANIYORUM, BİR BABA OLARAK ÇOCUĞUMUN YÜZÜNE BAKAMADIM. İsminin açıklanmasını istemeyen bir çocuk babası Birlik Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, „ben çocuğumu bu okula yazdırmak için gelmiştim ve bana bu okuldan birisi, çocuğunu buradan al, Yunan okuluna yazdır, burasının eğitimi kaliteli değil çocuğunu harcama” dedi, o anda şok oldum ve bu gün burada olanları görüyorum ve utanıyorum, bir baba olarak çocuğumun yüzüne bakamadım.” Dedi. İskeçe merkez okulunda tüm bu sabah saatlerinde yaşanan şok gelişme içerisinde şaşkın bakışlarla anne babalarına bakan çocuklar, Batı Trakya’da eğitim sisteminde neler olduğunu anlayamadan hafızalarına dışlanmışlık kazındı. Eğer bu Türkiye’de bir Yunan okulunda olmuş olsaydı, Yunan medyası normal yayın akışını keserek canlı yayına geçerdi ve Atina gazeteleri çarşaf çarşaf karalama kampanyası yaparlardı. BU SORUNU VATANIMIZ YUNANİSTAN MI ÇÖZER, ANAVATANIMIZ TÜRKİYE Mİ ÇÖZER, BİRİLERİNİN MUHAKKAK ÇÖZMESİ LAZIM. Ama malesef Türk medayasından çıt duyulmadı TRT’nin haricinde. Sanki her iki taraf azınlığı bitirmek için anlaşmışlar gibi bir vurdum duymazlık hakim. ”Batı Trakya Türkleri’nde bıcak kemiğe dayandı ve artık birileri kim ne yapacaksa yapsın. Bu sorunu Vatanımız Yunanistan mı çözer, Anavatanımız Türkiye mi çözer, birilerinin muhakkak çözmesi lazım, bu böyle gidemez” dedi bazı veliler. Haksız da değiller bu konuda. İskeçe merkez okulunda yaşananlar herkesi derin derin düşündürmeye başladı ve bazı velilerin ağızından, „benim çocuğumun suçu ne? Ne olursa olsun ben çocuğumu eğitmek istiyorum, siyasete alet etmek değil” dediği duyuldu. Bazı anne babalar ise, „çocuklarımızı alalım okula göndermeyelim, madem ülkemiz Yunanistan bizim çocuklarımızın kayıtları üzerinde oynamaya devam ediyor, hepimiz bir olalım ve çocuklarımızı bu sorun çözülünceye kadar okula göndermeyelim” dedikleri de duyuldu. Tüm bu olumsuzluklara rağmen çocuklar geçici olarak okula alındı ve yaşamış oldukları bu anı ömür boyu unutmayacaklardır. Bu çocukları ağlatmaya, üzmeye, aşağılamaya başbakanın dahi hakkı yok. Azınlık eğitiminin statüsü bellidir ve ülkemiz Yunanistan bu statüye dayanarak azınlık eğitimine gerekli iyileştirmeleri yapmalıdır. Aksi takdirde yeni nesiller iyi birer vatandaş olarak bu ülkeye yardımcı olacağına zararı dokunabilir. Bunu da Batı Trakya Türk Azınlığı kattiyetle arzu etmemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz