Ana Sayfa Batı Trakya Haber “Ben Sadece Müslümanların Değil, Tüm Rodop Halkının Milletvekili Olmak İstiyorum Ve Öyleyim.”...

“Ben Sadece Müslümanların Değil, Tüm Rodop Halkının Milletvekili Olmak İstiyorum Ve Öyleyim.” Ol, Sana Bir Şey Diyen Mi Var?

1
1

İlhan Ahmet’ten yine kafa karıştıran sözler: “Din siyaset yapılması için uygun yöntem ve yer değildir. Azınlık bu sorunu aşmalı ve daha özgür hissetmeli.”

“Ben sadece Müslümanların değil, tüm Rodop halkının Milletvekili olmak istiyorum ve öyleyim. Bu tavrım bazılarını rahatsız ediyor. Bu odaklar Azınlık Milletvekilinin sadece belirli konularla ilgilenmesini istiyor.”

Milletvekili İlhan Ahmet yine konuştu, ancak söyledikleri yine kafa karıştırdı. Oysa bu Azınlık insanı aslı astarı olmayan söylemlerden hoşlanmaz. Gerçekler ne ise odur.

BİRLİK Gazetesi olarak İlhan Ahmet’in söyledikleriyle gelelim haber-yorumumuza. Bu işi bir yorumlayalım bakalım.

İlhan Ahmet adaşım bana yine kızacak ama varsın kızsın. O işini yapacak, ben de kendi işimi. Ancak onunla bir farkımız var. Ben eleştireceğim, o da eleştiriye açık olmalıdır. Neticede onun ailesinin ve kendi yaşantı tarzı ve  konuları beni ilgilendirmez. İskeçe’ye de gider, Bekirli‘ye de gider, istediği yere gider. Kimse de bir şey deme hakkına sahip değildir. Millettin vekilidir ve tabii ki de gidecek. İnsanların ve Azınlığın sorunlarını dinlemek dile getirmek zorundadır. Atina’da yaptıklarını anlatmalıdır.

Ammaaa, belden aşağı vurarak şahsıma yönelik ailevi konuları ulu ortamda konuşarak ağır hakaretler ederek değil. Elbette ben de çok ama çok iyi bilirim belden aşağı vurmasını hem de en alasını yapmasını bilirim, ama ben onun yaptığını asla yapmam. Ben İlhan Ahmet’i yaptığı işiyle, verdiği hizmet kalitesiyle bir gazeteci olarak eleştirmeye devam ediyorum, edeceğim.

Rodop KİNAL Milletvekili İlhan Ahmet, bazı “odakların” kendisine karşı “savaş” açtığını iddia ediyor.

Biz de diyoruz ki, İlhan Ahmet’e bu Azınlıkta kimse savaş açmadı. İlhan Ahmet’i başta Batı Trakya Türk Azınlık insanı olmak üzere, herkes eleştirmeye başladı.

Neden mi?

Çok basit! Azınlık tütün üreticisinden tutun da her alanda verdiği sözlerin hiç birini yerine getirmedi. Sadece önceden Atina’da Bakanlıklardan elde ettiği bilgilerin neticesinde sanki yardım paralarını, zarar paralarını, tütüncüye desteği kendisi verdiriyormuş gibi gösterdi. Halk bunu bu şekilde yorumluyor.

Oysa doğrular hiç te öyle değil. Zaten o Bakanlık vermesi gerekeni vermek zorundadır. Eğer Yunanlı çiftçilere zarar ziyan parası ödeniyorsa, Azınlık çiftçisinin hakkını da vermek zorundadır. Vermezse zaten bu alanda da bir ayrımcılığın mührünü basmış olacak.

Bu yüzden “ben verdirdim,” “önümüzdeki hafta ödenecek” gibi açıklamaları günü kotarmaktan öte başka bir şey olmadığı yıllarca görüldü.

Sayın İlhan Ahmet, şimdi sana karşı hangi odakların hangi savaşından bahsediyorsun?

Allah aşkına Almanya’daki Federasyonla birlikte Brüksel’e gidip Azınlığın tarımda karşılaştığı sorunları dile getirebildin mi? Gittiysen ve getirdiysen netice?

Türk Azınlığın hangi sorununu Almanya’daki Federasyon ile birlikte Avrupa Parlamentosu’ndaki yetkili birimlere veya Komiserlere, Komisyon Başkanlarına aktardın? Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu ile neden birlikte istişare etmiyor, boy göstermekten kaçınıyorsun?!

Bu yazdıklarımızın aksini savunursan, “ben yaptım, yaparım” diyorsan ispat edersin biz de paşa paşa yazarız, insanımız da okur ve seni tebrik eder. Ama ispat edemezsen ve bunların hiç birini yapamadıysan?

Bu soruları sormak, Azınlığın hak hukukunu aradığının bilinmesini irdelemek sana karşı savaş açmak mıdır? Tarafından öyle mi algılanıyor? O zaman kimse hiç bir seçilmişe bir şeyler sormasın.

Sen ve senin gibi siyasiler dua edin bu Azınlık insanı ve Azınlık basını sizi gerektiği şekilde eleştirmiyor. Siz de gazetelerimizde üç beş kuruşa “Basın Açıklaması” adı altında reklamınızı yaptırıyorsunuz. Yalan mı? Yazmaya sormaya devam edeyim mi daha fazla Sayın İlhan Ahmet? Siz bilirsiniz……Girelim mi daha derin konulara? Siz bilirsiniz…..Ben rahatım hani sıkıntı yok!

Hatırlarsınız, yıllar önce Bakan veya Bakan Yardımcısı olacaktınız ve beni de Atina’ya fotoğrafçınız olarak alacaktınız…….Bu günkü gibi hatırlarım. Daha çok şeyleri de hatırlıyorum ben…..Yıllarca ne Bakan ne de Bakan Yardımcısı yapmadı sizi Yunanistan. Ben de “mamalikadan“ oldum……Bana yazık oldu…

Şimdilerde yine Bakanlık veya Bakan Yardımcılığı bekliyor muşsunuz. Basının kulağı deliktir bilirisin. Bu haberi Atina’dan aldım…Bizim diyar menşeili değil. Atinaaaaaa……

Keşke vatandaşı olduğum Yunanistan bir Türk Milletvekiline bu görevi verme cesaretini gösterebilse. İşte o zaman Yunanistan demokratikleşme yolunda ve vatandaşlarına karşı ayrımcılıktan uzak, doğru düzgün bir Avrupa devleti olma yoluna girmeye başlamış derim. Keşke… O zaman belki Azınlığın kimliği ile uğraşmaz ve zaman kaybetmeden ülkenin ekonomik gerçeklerine eğilir.

Sayın İlhan Ahmet;

Sizi oylarıyla yıllarca Atina’da Parlamentoya gönderen bu Azınlık insanına şunu açık ve net bir şekilde söylemelisiniz!

İmaret’te balıkçıların sorunlarıyla uğraşıyorsunuz. İyi de yapıyorsunuz. Şunu söylüyorsunuz, “Ben sadece Müslümanların (Türklerin diyemiyorsunuz) değil, tüm Rodop halkının Milletvekili olmak istiyorum ve öyleyim. Bu tavrım bazılarını rahatsız ediyor. Bu odaklar Azınlık Milletvekilinin sadece belirli konularla ilgilenmesini istiyor.”

İstediğiniz toplumun ve kesimin Milletvekili olma hakkına sahipsiniz. Bunu size Yunanistan Anayasası veriyor. Mesela bu “bazıları“ derken kimi veya kimleri kastediyorsunuz? Ve sizden kim hangi belirli konularla ilgilenmenizi istedi, istiyor?

Sayın İlhan Ahmet;

Bu Azınlık sizden yıllarca her şeyi istedi istiyor. Siyasette kaldığınız sürece de istemeye devam edecek aynen İmaretli balıkçılar gibi….

Eşit vatandaşlık haklarının Batı Trakya’da Azınlığa karşı aynen Yunanlılara yönelik uygulandığı gibi aynısının uygulanmasını istiyor!

Lozan Anlaşması ile Azınlığın garanti altına alınan haklarının Yunan hükümetleri tarafından sizden önce ve sizin döneminizde de elinden alınmasına karşı çıkmanızı!

Yaptınız mı bunu? Mesela Parlamento’daki kürsüden yıllarca yaptığınız konuşmalarda Lozan Anlaşması‘na atıfta bulunarak, Azınlığın sorunlarını bırak sert bir şekilde aktarmayı, Anlaşmanın maddelerini sıralayarak hükümetlerden talep edebildiniz mi?

Batı Trakya’da Müftü seçimi ve seçtiğimiz Müftülerin göreve atanmasını istiyoruz!

Vakıflarda seçim istiyoruz! Devletin keyfi uygulamasıyla değil!

Azınlık eğitiminde çift dilli (Yunanca-Türkçe) devlet okulu değil, Azınlık Anaokulları istiyoruz!

Hadi bunları diyelim ki talep ettiniz. Bu hakları iade etmeyen Yunan hükümetlerine, Yunan devletine karşı çıktınız mı? Çıktıysanız eğer bunu ne zaman ve ne şekilde yaptınız?

Çıkın ve söyleyin bunları, bu Azınlık insanı sizden bunları istiyor. İmaret köyündeki Yunan balıkçılar başka bir şey isteyebilir, onların da haklarını savunun! Size kimse bunu yasaklamıyor ki…..

Ama şunu unutmayınız! Balıkçıların sorunları başkaaaa…. Bu Azınlığın sorunları ise bambaşka……

Unutma! Sen de bal gibi biliyorsun, Yunan devleti Azınlığı “Yunanlı Müslümanlar” olarak adlandırırken ve uygulamalarını harfiyen buna göre yaparken, Azınlık kendi kimliği ile, kültürü ile ve milli değerleriyle Batı Trakya’da var olma mücadelesi veriyor. Çık ve mertçe bunun böyle olmadığını söyle! Hadi görelim bakalım.

Çık de ki “bu Azınlık insanı Türk’tür, Yunanistan Lozan’ı ihlal ediyor, Azınlığı entegrasyona değil, asimilasyona sürüklüyor.”

Bak Yunanistan’ın Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Dışişleri Bakanı ve tüm Bakanlar ve Yunan Milletvekillerinin tamamı tek bir ağızdan hangi sesi çıkarıyor. Ne mi diyorlar?

“Türkiye İstanbul’daki Rum Azınlığın, Bozcada ve Gökçeada’daki Rum Azınlığın haklarını ihlal ediyor, Lozan’ın harfiyen uygulanmasını istiyoruz.” Diyorlar….

Ya sen veya senin gibi diğer sözde Azınlığımızın Milletvekilleri ve Azınlığımızın Yerel Yönetimlerdeki siyasileri ne diyorsunuz ve kimden neyi nasıl istiyorsunuz? Çıkın bunu açıklayın, hadi ispat edin!

Artı, ekonomik olarak da zor durumda Azınlık insanı. Köyler boşalıyor, siz ne yapıyorsunuz? Başbakan Miçotakis’e Batı Trakya heyeti olarak gittiniz mi? ne zaman gittiniz? Gitmediyseniz neden gitmediniz? Gittiyseniz de ne istediniz? Sonuç nedir?

İşte Azınlık insanı bunları soruyor sizlere. Bu sorunların çözüm yeri burası değil Atina’dır. Size karşı savaş açmıyor ki…. Verdiği oyların karşılığında sen ve diğerleri ne yapıyorsunuz?

Son olarak da Gümülcine’de yayın yapan Radio Hronos’tan Dimos Bakircakis dostumun canlı yayında mikrofonuna bir şeyler fısıldamışsın.

Demişsin ki; “Din siyaset yapılması için uygun yöntem ve yer değildir. Azınlık bu sorunu aşmalı ve daha özgür hissetmeli.”

Yine geçtiğimiz günlerde mübarek Ramazan ayı dolayısıyla İskeçe’nin Sakarkaya köyünde cami önünde kurulan iftar sofrasında Türk bayrağının asılması ve İskeçe KİNAL Milletvekili Burhan Baran’ın söz konusu iftarda bulunmasına da değinmişsin ve şöyle demişsin; “Bu talihsiz bir durumdu ve kendisi bu konuda açıklama yapmalıdır.”

Milletvekili Sayın Burhan Baran ne demeliydi yani? “Buraya Türkiye’nin bayrağını aşmışsınız ben bu sofraya katılmıyorum“ mu demeliydi? Bunu demeye kimin gücü yeter ki? Hele hele bu ülke Türkiye ise bunu kim göze alabilir? İsterse bu ülke Bulgaristan olsun, isterse Kuzey Makedonya veya Arnavutluk. Hem de Burhan Baran neden bunu desin ki? Sen der misin?

Bu konuya da şu açıklamayı ve beraberinde soruları getirmek istiyorum. Fırsattan istifade birileri de doğru olanı öğrenmiş olur.

Öncelikle şunu bir netleştirelim. Yunanistan‘a ve Yunanistan’dan komşu ülkelere gelen ve giden heyetlerin katılımlarında, ortaklaşa düzenlenen etkinliklere katılan o ülkelerin bayrakları yan yana asılır. Doğrusu da budur.

Ha, Sakarkaya’daki etkinlikte bir eksiklik vardı, o da ülkemiz Yunanistan’ın bayrağının, bu etkinlikte konuk ülke Türkiye olarak bulunan ülkenin bayrağı ile yan yana olmamasıydı.

Bu kesinlikle bir eksik ve hatalı uygulamadır. Kabul edilemez. Organizasyonu yapanların bir hatası mı desek, unutkanlığı mı desek veya kuralı uygulamayı bilmemesi mi desek ne dersek diyelim etik değil. Bunu da eleştirelim.

Bu konuda neden bu kadar fırtına kopartıldı ki? İskeçe KİNAL Milletvekili Burhan Baran’ın söz konusu iftarda bulunmasına gelince de gayet normal, neden bulunmasın? Sorun nerede?

Bir Yunan Milletvekili İstanbul’a, Gökçeada ve Bozcaada’ya bir etkinlik için gittiklerinde ülkemiz Yunanistan’ın bayrağı asılmıyor mu? Tabii ki asılıyor.

Alın size örnek bir etkinlik. Bu etkinlikte ben de vardım ve bizzat benim yaşadığım bir gerçek.

Eeee, Türkiye’de Rum Azınlığın bulunduğu bölgelerde asılması Türkiye’de sorun olmuyor da, Yunanistan’da neden sorun oluyor ve Atina başta olmak üzere tüm ülkede fırtınalar kopartılıyor?

Bakınız bu da İstanbul’da bir etkinlikten. İstanbul’un ortasında ülkemiz Yunanistan’ın bayrağını göndere çektiler. Bundan kimse gocunmadı, kimsenin yüz ifadesi değişmedi, bir Allah’ın kulu “neden astınız” deyip etkinliği terk etmedi. Türkiye basınında eleştirilen, aleyhte kullanılan haberler bir tek olsun yapılmadı.

Oysa bakın İskeçe’nin Sakarkaya köyündeki olayın boyutları nerelere kadar ulaştı. Haberin sonunda fotoğraflara bir bakın.

Burasını kısa tutacağım, çünkü sen yıllarca camilerde, mevlitlerde, mahyalarda ve benzeri etkinliklerde bulundunuz İlhan Ahmet. Hem de siyasi içerikli konuşmalar da yaptınız, siyasetin ta kendisini yaptınız. Şimdi ne oldu da birden bire, “Din siyaset yapılması için uygun yöntem ve yer değildir. Azınlık bu sorunu aşmalı ve daha özgür hissetmeli.” Açıklaması yaptınız? Yoksa “eksen kayması” mı yaşıyorsunuz?

Kısa tutacağım dedim daha fazlası da var bende, sadece İlhan Ahmet için değil, siyasette herkes için süreçler içinde nelerin yaşandığını çok iyi biliyorum!!!!

Amacım Azınlık içinde polemik yaratmak değil, gerçekleri yazıp sorabilmek ve Batı Trakya Türk Azınlığının hak hukukunu gözetmek ve irdelemek sadece……. Bunu yapmayanları da eleştirmek.

Şimdilik hoşça kalın……

Gerekirse yine buradayım…..

Bu da İstanbul’un ortasında yapılan bir etkinlikte iki komşu ülkenin bayrakları göndere çekildi.

Yunan basını ortalığı ateşe verdi! İşte Yunanistan’ı karıştıran, Milletvekili Burhan Baran’ı açıklama yapmaya zorlayan fotoğraf. Ne gerek var bunlara?

 

 

 

 

1 Yorum

  1. Ilhan Ahmet kendi işini yapıyor ve azınlıkta böylelerini seçmeyi sürdürüyor ,azınlık kendi içinde bazı kisilerin fanatikligini arkasından gitmeyi politika icinde var olmayı bir halt zannediyor, komsularin arkadaşların arası açılıyor sonuçmu azınlığa hiç bir fayda yok ama sahte politikacılarımızın cebi dolmaya devam ediyor,uyumaya devam batı trakyam

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz