Atina’da hükümet kaynakları, “Miçotakis-Erdoğan görüşmesi yararlı, olumlu bir atmosfer yaratıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Aynı kaynaklar, Başbakan Kiriakos Miçotakis’in Ankara ile açık iletişim kanallarına olan arzusunu defalarca vurguladığını belirttiler.
Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Türkiye ile en üst düzeyde açık iletişim kanalları arzusu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kiriakos Miçotakis ile olası bir görüşme için yaptığı açıklamaları yorumlayan hükümet kaynakları tarafından doğrulandı.
“İki komşu ülkenin liderlerinin görüşeceği artık haber olmaktan çıkmalı. Yaratılan hava olumludur ve sürdürülürse böyle bir toplantı yararlı olacaktır” değerlendirmesi yapan Atina’da hükümet kaynakları, iki komşu ülke arasında bunların olmasının doğal olduğuna vurgu yapıyor.
Şimdi artık Atina hükümeti, Ankara ile Doğu Akdeniz ve Ege’de uzlaşmanın tek yön olduğunu algılamaya başladı. Bunun için iki ülke arasında köprülerin yıkılması yerine, ayakta tutulmasının iki ülkenin yararına olacağını, dolayısıyla da Akdenize kıyısı olan ülkelerin 2021 yılının ilk yarısında dahi aynı masa etrafında toplanarak anlaşma zemini arama yoluna gidecekleri gelen haberler arasında.
Aynı kaynaklar Atina’nın, Ankara’yı karşısına alarak bölgede istikrar ve güveni sağlamasının mümkün olamayacağını anlamaya başladığı ve bu sebepten dolayı da masadan kaçmak yerine, masaya oturmanın en doğru tercih olacağı yönünde bir politika izlemek üzere adımlar atması bekleniyor.
Atina’nın öncelikli hedefi, Akdeniz havzasında Türkiye ile “kazan kazan”a dayalı bir işbirliği zemini üzerine ilişkileri normalleştirmek, sonra da Ege’de Türkiye ile uzun vadede sorunları ele almanın daha doğru olacağı görüşü hakim. Amaç zaman kazanmak. Atina Türkiye’ye Karşı “B” planına geçmeye başladı!
Bunun da temelinde, Yunanistan’ın olabilecek en kısa sürede önce askeri açıdan güçlenmesini sağlamak, sonra da Türkiye ile Ege’deki ikili sorunların çözümünde masaya eşit kartlarla oturmak olduğu yatıyor.
Şu an zaten Yunanistan’ın Havada, Karada ve Denizde askeri güç olarak “panik” halinde Türkiye’ye karşı silahlanması da bunun bir kanıtıdır.
