Ana Sayfa Batı Trakya Haber ABTTF Mücadele Ederken Siz “Kış Uykusuna” Devam! Azınlık Hareketlenmenizi Bekliyor!

ABTTF Mücadele Ederken Siz “Kış Uykusuna” Devam! Azınlık Hareketlenmenizi Bekliyor!

0
0

“Bana ne”, demeyi bırakalım, kış uykusundan uyanalım, bir birimizin kuyusunu kazmayalım, davamıza odaklanalım ve birlikte haklarımız için Atina’ya gerekirse Brüksel’e yürüyelim.

Yıllar önce Almanya’da Batı Trakyalı Türkler tarafından kurulan, maddi ve manevi olarak çeşitli zorluklarala ayakta tutulan vede günümüze kadar ulaştırılan bir STK kurumu olan Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), mücadelesine aralıksız devam ediyor. Son olarak ABTTF, Yunanistan’ın Batı Trakya Türk toplumunun hak ve özgürlüklerini gasp etmesi hakkında uluslararası makamlara mektup göndererek, görüşmeler gerçekleştirerek ve toplantılara katılarak her alanda mücadele ettmeye devam ediyor.

Batı Trakya’da Türk Azınlığı ve özellikle siyasileri Batı Trakya’da “kış uykusuna” devam ederken, (davamıza başından beri mücadele eden bir kesim hariç) Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), bir sivil toplum kuruluşu olmasına rağmen, Batı Trakya’daki siyasilerden daha fazla Batı Trakya Türk Azınlığın hak hukukunu gözetmeye ve mücadele etmeye devam ediyor.

Oysa Milletvekilleri ve yerel yönetimlerdeki siyasiler, birlik beraberlik ve ABTTF ile birlikte güç birliği yaparak sonuca gitme yolunda hız kazanılması sağlanabilir. Nasıl mı? çok basit! Milletvekilleri ve Belediye başkanları tamamı bir ekip olarak Brüksel’e giderek “YUNANİSTAN’DA SORUNLARIMIZ VAR” dosyasını kararlılıkla sunmaları gibi gibi… Ama neredeeeee!!! Öyle babayiğitler….

Yarış belli, Atina’ya şirin görünmek, bir dahaki seçimlerde mazbatayı almak. Hadi yazdıklarım yalansa aksini ispat etsinler de halkımız da görsün.. BİRLİK Gazetesine de sitemde bulunmayın, sağa sola şikayet ederek susturma çabalarını terk edin… Halkımızın siyasileri olun! Halka hizmet edin ki Hakk’a hizmet etmiş olursunuz… BİRLİK Gazetesinin çizgizi belli. Hangi çizgisi? derseniz bu okuduklarınız yeter de artar…..Siz kendi çizginize ve ekseninize bakın. Eksen kaymasından kurtulun. Herş şey bu dünyada “AYLIK MAAAŞ, GELSİN PARACIKLAR” değil!!!

Bakın açık ve net ABTTF Başkanı ve ekibi ne diyor ve neler yapıyor…. Siz ise “kış uykusu” na devam.

“Ülkemiz Yunanistan Batı Trakya Türk toplumunu yok sayıyor ve ülkenin birliğine, kamu düzenine yönelik tehdit olarak görüyor.”

ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu: “Anavatanımız Türkiye Lozan Antlaşması ile tanımlanan mütekabiliyet esasına bakmaksızın Rum Ortodoks azınlığın hak ve özgürlüklerini geliştiren olumlu adımlar atıyorken, ülkemiz Yunanistan Batı Trakya Türk toplumunu yok sayıyor ve ülkenin birliğine, kamu düzenine yönelik tehdit olarak görüyor.”

Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), uluslararası makamlara gönderdiği mektupta Yunanistan tarafından Batı Trakya Türk toplumunun hak ve özgürlüklerinin sistematik olarak gasp edilmesini dile getirdi. ABTTF, mektubunda 1923 Lozan Barış Antlaşması ile Yunanistan’daki Batı Trakya Türk toplumunun ve Türkiye’deki Rum Ortodoks azınlığa mütekabiliyet esası çerçevesinde haklar tanındığını belirterek, Türkiye’nin mütekabiliyet esasının ötesine geçerek özellikle son yıllarda Rum Ortodoks azınlığa yönelik olumlu adımlar attığını, buna karşın Yunanistan’da Batı Trakya Türk toplumunun hak ve özgürlüklerinin yıllar içerisinde elinden alındığını kıyaslamalı örneklerle aktardı.

Mektubunda ABTTF;

  • Türkiye’nin Rum Ortodoks cemaatine ait gayrimenkulleri iade ederken Yunanistan’da Batı Trakya Türk toplumuna ait mallar ve gayrimenkullerin sahibi ve bunlara dair her türlü tasarruf hakkına sahip cemaat vakıflarının idare heyetlerinin seçimle göreve gelmesi gerekirken devlet eliyle atandığını,
  • Türkiye’de Rum Ortodoks cemaatinin kendi dini liderlerini kendisi belirlerken Yunanistan’da Batı Trakya Türk toplumuna dini liderleri olan müftüleri yine devlet eliyle atandığını,
  • Türkiye’de İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada dışında kalan tarihi dini yapıları dahi korunur, restore edilir ve buralarda özel günlerde ayinlere izin dahi verilirken Yunanistan’da Batı Trakya dışındaki tarihi ve dini anıtların kaderine terk edildiğini ya da restorasyon bahanesi ile kapatılarak yine zamanın yıkımına bırakıldığını,
  • Türk toplumunun yaşadığı Batı Trakya’da tarihi veya yeni camilerde onarım izinlerinin engellendiğini, yenilerinin inşa izni konusunda Batı Trakya Türk toplumunun karşısına çeşitli sorunların çıkarıldığını,
  • Türkiye’de yalnızca Rum Ortodoks cemaati değil diğer dini cemaatlere ait sinagog, kilise, havra gibi bütün ibadet yerlerinin restore edildiğini, hatta o bölgede cemaat olmamasına karşın bunların ibadete açıldığını, buna karşın Yunanistan’da örneğin Selanik şehrinde 7 bin Türk yaşamasına karşın Osmanlı döneminden bugün ayakta kalan Hamza Bey, Hortacı Süleyman Efendi, Yeni Camii ve Alaca İmaret Camii’yi ibadete kapalı tutulduğunu, benzer durumun Yunanistan genelinde de yaşandığını,
  • Lozan Antlaşması uyarınca Türkiye’de gayri-Müslim azınlıklar etnik kimliklerini Rum, Ermeni, Bulgar veya Yahudi olmak üzere kolektif bir şekilde ifade etme hakkına sahip olarak cemaatlerine ait vakıfları ve bu vakıflara ait malları yönetebiliyorken Yunanistan’da Batı Trakya Türk toplumunun bırakın etnik Türk kimliğinin kolektif bir biçimde kabul görmesini, kendisine ait olan vakıfları yönetmesine dahi izin verilmediğini dile getirdi.

ABTTF mektubunda, uluslararası makamlardan Avrupa Birliği (AB) içerisinde azınlık hakları bakımından en kötü durumda olan grupların başında yer alan Batı Trakya Türk toplumunun sorunlarına dikkat çekmesini ve Yunanistan’ı Batı Trakya Türk toplumunun durumunun iyileştirilmesi hususunda adım atmaya çağırmasını talep etti.

“Ülkemiz Yunanistan Batı Trakya Türk toplumunu yok sayıyor”

Konuyla ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habip Oğlu, “1923 Lozan Barış Antlaşması neticesinde bizim ve anavatanımız Türkiye’deki Rum Ortodoks azınlığın statüsü ile hakları belirlendi, kaderimiz birlikte çizildi. Ancak son yıllarda aynı kaderi paylaştığımız Rum Ortodoks azınlığı adına anavatanımızda olumlu gelişmeler yaşanırken ülkemizde bize karşı siyasi baskı ve ayrımcı politikaları halen devam ediyor. Anavatanımız Lozan Antlaşması ile tanımlanan mütekabiliyet esasına bakmaksızın Rum Ortodoks azınlığın hak ve özgürlüklerini geliştiren olumlu adımlar atıyorken ülkemiz Batı Trakya Türk toplumunu yok sayıyor ve ülkenin birliğine, kamu düzenine yönelik tehdit olarak görüyor. Avrupa’da yaşayan Batı Trakya Türklerinin temsilcisi ABTTF olarak anavatanımızın attığı bu olumlu adımların ülkemizde da benzeri bir etki yaratarak Batı Trakya Türk toplumu açısından da örnek alınabileceğine inandık ancak bugün gelinen noktada çok yanıldığımızı gördük. Bugün azınlık olarak bırakıldığımız ülkemizde ne insanca ne de sahip olduğumuz haklar çerçevesinde bir yaşam sürme imkanına sahibiz.” açıklamasında bulundu.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz