“Center for American Progress” üyesi ve aynı zamanda Türkiye ve Ortadoğu uzmanı olan Alan Makovski, Kathimerini gazetesine verdiği demeçte, önemli açıklama ve değerlendirmelerde bulunuyor, bölgemizdeki geleceği tam da ülkesindeki uzmanların planladığı gibi anlatıyor.
Uzman Alan Makovski, “ABD Silahlı Kuvvetleri’nin Dedeağaç’tan hareket kabiliyetiyle Karadeniz ve Doğu Avrupa’ya geçiş ve intikali süreyi önemli ölçüde azaltır, ancak aynı zamanda iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da kötüye gitmesi durumunda, Dedeağaç planı Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’ye karşı bir ihtiyati tedbiridir.
Dedeağaç, Karadeniz’deki NATO üyeleri Bulgaristan, Romanya ve Doğu Avrupa’ya erişimimizi kolaylaştıracak. Boğazlardan geçecek silah sistemleri ve birliklerin sevkiyat süresini azaltarak sınırlayacak. Erdoğan sık sık planlanan İstanbul Kanalı’ndan bahsediyor. Böylece boğazları baypas edecek Dedeağaç geçişi var.” Değerlendirmesini yapıyor.
Amerikalı uzman Alan Makovski, Türkiye’nin ABD için Boğazları kapatabileceğine inanmıyor. Ancak Dedeağaç’ın ABD tarafından kullanılması, Türkiye’nin “Boğazları kapatması” veya ülkedeki ABD üslerini uzaklaştırması durumunda, ABD’nin alternatif yollar bulma planının bir parçası olduğunu ileri sürüyor.
Makovski, “İncirlik’in yanı sıra, Türkiye’deki diğer üslere de erişimimizin olmaması durumunda ABD’nin korunması gerektiğini düşünüyorum ve ABD’nin pozisyonlarını korumaması diplomatik ve stratejik bir ihmal olur.
Kimsenin Erdoğan’ın seçimi kaybetmesini beklediğini düşünmüyorum. Birçok kişi Erdoğan’ın seçimi kazanmak, iktidarda kalmak için acil durum yollarını kullanabileceğine inanıyor.
Zannedersem Erdoğan’ın daha fazla seçeneği var, ya da o öyle düşünüyor. Özellikle Batı ile ilişkilerin Türkiye ekonomisi için ne kadar önemli olduğu düşünülürse, bu diğer seçeneklerin halk için iyi olduğunu düşünmüyorum.” İfadelerini kullanıyor.
Türkiye’de nöbet değişimi olması durumunda Amerikalı uzman Alan Makovski, “Türkiye ve Yunanistan arasında kesinlikle her şey değişmeyecek. Belki olanlar farklı olmaktan çok aynı görünecektir” ifadelerine yer veriyor.
Yunanistan ile İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkilere ilişkin olarak şunları söylüyor:
“İsrail ile Türkiye arasındaki uçurumun ille de kalıcı olduğunu düşünmüyorum, ancak iki ülke arasında 1990’larda gelişen eski ilişkiyi yeniden canlandırma şansının neredeyse sıfır olduğunu düşünüyorum. İsrailli politika şekillendiricilerin Türkiye’ye yeniden güvenmeleri uzun zaman alacak.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin de İsrail gibi Türkiye ile her zaman iyi ekonomik ilişkileri oldu ve halen de sürdürüyor. Yani tonlarını düşürmek için sebepleri var. Ama gerçek şu ki, bir daha Erdoğan’a güvenmeyecekler.
Ama diğerine güvenmek zorundasın. Türkiye her şeyi havaya uçurdu. Belki hiçbir şey sonsuza kadar sürmez, ama inanıyorum ki bundan on yıllar sonra İsrail Türkiye uğruna Yunan ittifakıyla ilişkilerini terk etmeyecektir.
İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs’ı (Rum Kesimi) destekleme eğiliminde olan bu iki güçlü, çoğunlukla ulusal lobi, daha önce yapmadıkları bir şekilde birlikte çalışıyor.
ABD’nin Avrupa’daki en iyi dostlarından biri, Çipras temellerini atmasaydı, şu anda yaptığı her şeyi bu kadar kolay yapamayacak olan Miçotakis. Vatandaşların ABD’ye karşı tutumunda gerçek bir değişim olmasaydı hiçbir şey olmazdı.”
Alan Makowski
Amerikan İlerleme Merkezi’nde kıdemli bir araştırmacı olan Alan Makovski, aynı zamanda Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye ve Orta Doğu konusunda en deneyimli kıdemli analistlerinden biri.
Alan Makowski, 2001’den 2013’e kadar Temsilciler Meclisi’nde Uluslararası İlişkiler Komitesi’nde çalıştı ve daha önce (1994-2001) Washington Orta Doğu Politikası Enstitüsü için Orta Doğu ve Türkiye üzerine birkaç çalışma yaptı.
1983’ten 1994’e kadar Dışişleri Bakanlığı Enformasyon ve Araştırma Bürosu’nda çalıştı ve burada Türkiye’nin daha geniş bölgesini duruma ilişkin bir rol ve bakış açısıyla ele aldı.
