Ana Sayfa Batı Trakya Haberler 1998 YILINDA “KÜÇÜK ASYA FELAKETİ” İLE BAŞLADI, 2018’DE “SOYKIRIM”A DÖNÜŞTÜ

1998 YILINDA “KÜÇÜK ASYA FELAKETİ” İLE BAŞLADI, 2018’DE “SOYKIRIM”A DÖNÜŞTÜ

26
0

1998 yılında “Küçük Asya Felaketi” ile başladı, 2018’de “Soykırım”a dönüştü.

Yunanistan’da “Soykırım” tanımlaması o kadar kolay kullanılan bir tanımlama ki, hele hele bu Türkiye’ye yönelik olunca da daha da bir kolay ve abartılı bir hal alıyor.

Hatırlanacağı üzere 14 Eylül tarihi, Yunanistan Parlamentosu tarafından (Ν. 2645/1998) tarihinde kabul edilen yasa gereği “Küçük Asya Rumları’nı anma ve soykırım günü” olarak ilan edilmişti. Dolayısıyla da her yıl 14 Eylül Yunanistan’da matem niteliğinde “Küçük Asya Felaketi” olarak kutlanıyor.

“Küçük Asya Felaketi”ne bir de “Soykırım” kelimesi eklendi.”

Ancak son birkaç yıldan bu yana “Küçük Asya Felaketi”ne bir de “Soykırım” kelimesi eklendi.

Gümülcine’de törenlerin yapıldığı kılıç anıtında 16 Eylül 2018 Pazar sabahı yapılan anma törenine halk tarafından hiç ilgi yoktu, resmi zevattan 14 kişi katıldı ve bir Mitropolit ile bir de papaz da hazır bulundu. Sunucunun “Küçük Asya Rumları’nı anma ve soykırım günü” olarak anons edişi dikkatlerden kaçmadı.

Oysa işin gerçeği

Oysa işin gerçeği, Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi, 1923 yılında “Lozan Barış Antlaşması”na ek olarak yapılan sözleşme uyarınca, Mübadele ile 1.200.000 Ortodoks Hristiyan Rum Anadolu’dan Yunanistan’a, 500.000 Müslüman Türk de Yunanistan’dan Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmıştır.

İki taraf insanları için uygulanan Mübadele sadece Anadolu’daki Rumları değil, aynı zamanda da Yunanistan’ın değişik bölgelerinde yaşayan Müslüman Türkleri de yerinden yurdundan olaylı bir şekilde koparmış, derinden yaralamıştır.

Girit’te bir gecede 40 bin Türk yok edilmiş, halen bu olay günümüzde açıklığa kavuşturulmuş değil. Şimdi buna da Yunanistan tarafından Girit Türklerine “Soykırım” mı yapıldı demek lazım? Böyle bir yere varılmaz. Tarih tabii ki gerçekleri yazacak, ancak zırt pırt kelime oyunlarıyla değil.

Belgesel çalışmaları yaptığım Yunanistan’ın birçok bölgesinde şu ifadeleri kullananları da gördüm, duydum. Kavala’nın Amigadaleonas-Stavro (Bademli-Badem Çiftlik) köyünde 1999 yılında 102 yaşında bir dede bana şöyle demişti; “köyümüzde Türk Ali Ağa vardı, çok arazi ve toprak zenginiydi, bir gecede kayboldu, köyden kimse kaçamadı, köyün yanındaki dere sabaha kadar kırmızı renk aktı. Ambarlarda arpa ve buğdaylar olduğu gibi kaldı”. Bunu da unutmuyorum. Şimdi bu köyde de “Soykırım” mı yapıldı diyelim? Böyle bir yere varılmaz. “Soykırım” kelimesi ve tanımlaması bu kadar kolay kullanılmamalıdır.

Yunanistan devleti tarafından (Ν. 2645/1998) tarihinde kabul edilen yasa gereği “Küçük Asya Rumlarını anma ve soykırım günü” olarak ilan edilmişti. Dün bir kez daha görüldü ki halkın umurunda değil, hele hele bu ekonomik krizde halk günü ve yarını nasıl geçireceğini düşünüyor. Dolayısıyla da devlet, halkı bu tür kin ve nefret söylemleri içeren kutlamalara, yalan yanlış olaylara teşvik etmeye son vermelidir. İyi komşuluk ilişkileri gelecek nesillerin bugün doğrularla yetiştirilmesinden geçer.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz